Tüketici Duyarlı, Peki Ya Markanız?
Sürdürülebilirlik artık sadece çevre dostu bir tercih değil, tüketicilerin günlük kararlarını etkileyen güçlü bir kriter. Türkiye’de yapılan güncel araştırmalar, tüketicilerin büyük çoğunluğunun sürdürülebilir yaşam konusunda niyetli olduğunu, ancak uygulamada bazı engellerle karşılaştığını gösteriyor.
Toplumun %54’ü sürdürülebilir yaşam konusunda güçlü, %44’ü ise orta düzeyde niyetli. Yalnızca %2’lik küçük bir kesim bu konuda istekli değil. Yani her 100 kişiden 98’i sürdürülebilir bir yaşamı destekliyor.
Buna rağmen, insanların %65’i ne yapması gerektiğini tam olarak bilmiyor. Bu da gösteriyor ki sürdürülebilirlik, yalnızca bireysel motivasyon değil, aynı zamanda bilgiye erişim meselesi.
Araştırmalar, tüketicileri beş ana gruba ayırıyor:
%17’lik bir kesim, değişim için aktif rol almaya hazır.
%21 markalardan yönlendirme bekliyor.
%16 etkili ve somut çözümlere güveniyor.
%21 pasif ama duyarlı.
%24 ise süreci uzaktan izliyor.
Bu çeşitlilik, markalar için tek tip iletişim yerine hedeflenmiş stratejiler gerektiriyor.
Tüketicilerin çevre dostu üretilmiş ürünler için ortalama %9,7 daha fazla ödeme yapmaya istekli olduğu görülüyor.
Ancak bu oran, ekonomik şartlar karşısında hassas bir dengede duruyor. Fiyat artışları, sürdürülebilir tercihlerden vazgeçilmesine neden olabiliyor. Bu nedenle, sürdürülebilir ürünlerin hem çevresel hem ekonomik açıdan erişilebilir olması şart.
Türkiye’de sürdürülebilir tüketici bilinci güçlü bir şekilde yükseliyor. Yüzde 98’lik niyet oranı, %9,7’lik ödeme isteği ve netleşen beklentiler markalar için büyük fırsatlar sunuyor. Ancak bu fırsatlar, ancak sürdürülebilirliğin hem doğa hem de bütçeler için ulaşılabilir hale getirilmesiyle gerçeğe dönüşebilir.